Ilay
New member
Selam Sevgili Forumdaşlar!
Bugün hepimizin içindeki mangal sevdalısını, doğa aşığını ve “duman görmeden hafta sonu geçmez” diyen yanımızı ilgilendiren bir meseleyle geldim: Çubuk Barajı piknik alanında mangal yasak mı, serbest mi, yoksa sadece rüyalarımızda mı?
Biliyorum, bazıları bu soruyu duyunca hemen haritayı açtı, bazıları da “off gene mi yasak” diye iç geçirdi. Ama gelin, olaya sadece “et pişer mi pişmez mi” açısından değil, biraz da eğlenceli, biraz da toplumsal yönden bakalım. Çünkü bu ülkede mangal, sadece bir yemek değil; kültürel bir ritüel, milli bir refleks, hatta bazılarına göre erkekliğin sınavı!
---
1. Mangalın Ulusal Ruh Haliyle Bağı
Mangal, Türk milletinin stres yönetim aracıdır.
Hafta boyunca patron bağırır, trafik sıkıştırır, ekonomi bozar… ama hafta sonu gelir, birisi “mangal yapalım mı?” der — işte o an toplum olarak yeniden doğarız!
Kömürün çıtırtısıyla birlikte endorfin salgılanır, duman yükseldikçe umut artar.
Yani Çubuk Barajı’na giden biri aslında sadece et pişirmeye değil, ülke ortalamasında mutluluk seviyesini yükseltmeye gidiyordur.
Fakat orada karşımıza çıkan “mangal yasaktır” tabelası, sanki milli moralin fişini çekiyor gibi… İnsan “ateşi Prometheus getirdi, biz bari sucukla yaşatalım” diyesi geliyor.
---
2. Çubuk Barajı’nın Dramı: Doğa mı, Duman mı?
Ankara’nın ciğeri sayılan Çubuk Barajı, doğasıyla mest eden bir yer. Kuş cıvıltısı, hafif rüzgar, göl manzarası… Tam “Instagram’a story atmalık” bir ortam.
Ama ne yazık ki zamanla bazı mangal severlerin aşırı tutkusundan dolayı, doğa biraz duman altı olmuş.
Bu yüzden belediye ve orman yetkilileri “bir nefes de ağaçlar alsın” diyerek mangal yasağını devreye sokmuş.
Yani evet sevgili forumdaşlar, resmi olarak Çubuk Barajı piknik alanında mangal yasak.
Ancak, Türk insanının yaratıcılığı da sınırsız:
— “Elektrikli ızgara getirsek olur mu?”
— “Mangal değil, tost makinesi bu, memur bey!”
— “Dumansız kömür varmış, onu yaksak sayılmaz mı?”
İşte burası tam olarak “bizim millet” dediğimiz yer.
---
3. Erkeklerin Mangalda Stratejik Yaklaşımı
Forumun erkek üyeleri iyi bilir: Mangal demek, strateji ve taktik demektir.
Kömürün dizilişinden rüzgâr yönüne, ızgaranın yüksekliğinden etin mühürlenme zamanına kadar her şey bir tür mühendislik projesidir.
Bazı erkekler bu konuda adeta “komutan” edasıyla hareket eder:
— “Kömürleri üçgen biçiminde dizin, hava akışı sağlayın.”
— “Köfteleri önce yanmazsa olmaz; hafif is tadı şart!”
Yani onlar için mangal, sadece yemek değil, kendini ispat alanı.
Fakat yasak gelince bu erkek tayfa bir anda depresyona giriyor. “Mangal yapmadan hafta sonu olur mu?” diyen bir babayı ikna etmek, fizik kanunlarını değiştirmekten zor.
---
4. Kadınların Mangal Yasaklarına Empatik Yaklaşımı
Kadın forumdaşlarımız ise bu konuda genellikle daha empatik.
“Yasak varsa bir nedeni vardır” derler, “doğa yanmasın, çocuklar zehir solumasın” diye düşünürler.
Ama bir yandan da pratik çözümler üretirler:
— “Evde marine edip piknikte servis edelim.”
— “Soğuk sandviç yaparız, hem daha az bulaşık çıkar.”
Yani erkekler mangalı kaybederken strateji, kadınlar kaybederken kontrolü elden bırakmıyor.
Kimi “yasak ama ben kamp ocağında mısır patlatırım” diyor, kimi “mangal yasaksa salata şovu yaparım” diye meydan okuyor.
Sonuçta baraj kenarında herkes kendi tarzında çözüm buluyor; kimse aç kalmıyor, ama herkes biraz eksik hissediyor.
---
5. Mizahın Gücü Adına: Yasaklar Arasında Yaratıcılık
Türk insanı yasak görünce sinirlenmez, çözüm üretir.
Çubuk Barajı’nda mangal yasak olunca, herkesin beyninde “alternatif ısınma yöntemleri” devreye giriyor.
Bir grup “taş tava” yöntemini keşfediyor, bir diğeri “termusla sucuk” teorisini test ediyor.
Bir arkadaş, arabasının motor sıcaklığıyla sosis ısıtmaya kalkışmış — “0’dan 100’e ısıtma rekoru kırdım” diye övünüyordu.
Kısacası, yasak sadece dumanı değil, yaratıcılığı da artırmış.
---
6. Çubuk Barajı Aşkına: Piknikte Diplomasi Sanatı
Bir de şu var: Mangal yasak olunca ilişkilerde yeni sınavlar başlıyor.
Erkek: “Ne olacak ya, 5 dakikalık ateş yakalım kimse görmez.”
Kadın: “Ama yasak diyor, doğaya zarar veririz.”
Erkek: “Bir köfteyle doğa zarar görmez.”
Kadın: “Sen köfteyi yakarsan ben zarar görürüm.”
Sonuç: mangal değil ama tartışma kızışır.
Ama yine de kimse küs kalmaz; çünkü günün sonunda birileri termosla çay döker, birileri kek çıkarır, ve hep birlikte “mangalsız da güzelmiş be” deriz (ama içten içe “değil” diye düşünürüz).
---
7. Forumdaşlara Çağrı: Duman mı, Doğa mı?
Şimdi sözü size bırakıyorum sevgili forumdaşlar.
Sizce doğayı korumak için mangalı tamamen yasaklamak mı gerekir, yoksa belirli alanlarda kontrollü şekilde izin mi verilmeli?
Bir yandan et kokusunun, dumanın insanı çocukluk anılarına götürdüğü o duygusal taraf var; diğer yandan doğanın bize “artık nefes alamıyorum” diyen sessiz fısıltısı...
Hangisi ağır basar sizce?
Belki de çözüm, herkesin kendi mangalını vicdan terazisinde pişirmesinde gizlidir.
---
8. Sonuç: Çubuk Barajı’nda Mangal Değil, Muhabbet Yapalım
Evet, mangal yasak. Ama yasaklar bazen yeni güzelliklerin kapısını açar.
Mangalın yerini sohbet, kahkaha, kartopu, frizbi ya da sessizce göle bakmak alabilir.
Belki et pişiremeyiz ama dostluğun dumanı tütmeye devam eder.
Belki kömür değil ama kahkaha yakarız.
Ve en güzeli: duman çıkmasa da, hep birlikte bu forumda paylaşacağımız anılar, doğayı kirletmeden gönlümüzü ısıtır.
---
Forum Sorusu:
Peki sizce Çubuk Barajı’nda mangal yasağı adil mi, yoksa mangal da milli mirastır mı diyorsunuz?
Kömürü savunanlar mı kazanır, doğayı koruyanlar mı?
Yorumlarda buluşalım, ama dikkat — fazla hararetli tartışmalarda dumana gerek kalmaz!
Bugün hepimizin içindeki mangal sevdalısını, doğa aşığını ve “duman görmeden hafta sonu geçmez” diyen yanımızı ilgilendiren bir meseleyle geldim: Çubuk Barajı piknik alanında mangal yasak mı, serbest mi, yoksa sadece rüyalarımızda mı?
Biliyorum, bazıları bu soruyu duyunca hemen haritayı açtı, bazıları da “off gene mi yasak” diye iç geçirdi. Ama gelin, olaya sadece “et pişer mi pişmez mi” açısından değil, biraz da eğlenceli, biraz da toplumsal yönden bakalım. Çünkü bu ülkede mangal, sadece bir yemek değil; kültürel bir ritüel, milli bir refleks, hatta bazılarına göre erkekliğin sınavı!
---
1. Mangalın Ulusal Ruh Haliyle Bağı
Mangal, Türk milletinin stres yönetim aracıdır.
Hafta boyunca patron bağırır, trafik sıkıştırır, ekonomi bozar… ama hafta sonu gelir, birisi “mangal yapalım mı?” der — işte o an toplum olarak yeniden doğarız!
Kömürün çıtırtısıyla birlikte endorfin salgılanır, duman yükseldikçe umut artar.
Yani Çubuk Barajı’na giden biri aslında sadece et pişirmeye değil, ülke ortalamasında mutluluk seviyesini yükseltmeye gidiyordur.
Fakat orada karşımıza çıkan “mangal yasaktır” tabelası, sanki milli moralin fişini çekiyor gibi… İnsan “ateşi Prometheus getirdi, biz bari sucukla yaşatalım” diyesi geliyor.
---
2. Çubuk Barajı’nın Dramı: Doğa mı, Duman mı?
Ankara’nın ciğeri sayılan Çubuk Barajı, doğasıyla mest eden bir yer. Kuş cıvıltısı, hafif rüzgar, göl manzarası… Tam “Instagram’a story atmalık” bir ortam.
Ama ne yazık ki zamanla bazı mangal severlerin aşırı tutkusundan dolayı, doğa biraz duman altı olmuş.
Bu yüzden belediye ve orman yetkilileri “bir nefes de ağaçlar alsın” diyerek mangal yasağını devreye sokmuş.
Yani evet sevgili forumdaşlar, resmi olarak Çubuk Barajı piknik alanında mangal yasak.
Ancak, Türk insanının yaratıcılığı da sınırsız:
— “Elektrikli ızgara getirsek olur mu?”
— “Mangal değil, tost makinesi bu, memur bey!”
— “Dumansız kömür varmış, onu yaksak sayılmaz mı?”
İşte burası tam olarak “bizim millet” dediğimiz yer.
---
3. Erkeklerin Mangalda Stratejik Yaklaşımı
Forumun erkek üyeleri iyi bilir: Mangal demek, strateji ve taktik demektir.
Kömürün dizilişinden rüzgâr yönüne, ızgaranın yüksekliğinden etin mühürlenme zamanına kadar her şey bir tür mühendislik projesidir.
Bazı erkekler bu konuda adeta “komutan” edasıyla hareket eder:
— “Kömürleri üçgen biçiminde dizin, hava akışı sağlayın.”
— “Köfteleri önce yanmazsa olmaz; hafif is tadı şart!”
Yani onlar için mangal, sadece yemek değil, kendini ispat alanı.
Fakat yasak gelince bu erkek tayfa bir anda depresyona giriyor. “Mangal yapmadan hafta sonu olur mu?” diyen bir babayı ikna etmek, fizik kanunlarını değiştirmekten zor.
---
4. Kadınların Mangal Yasaklarına Empatik Yaklaşımı
Kadın forumdaşlarımız ise bu konuda genellikle daha empatik.
“Yasak varsa bir nedeni vardır” derler, “doğa yanmasın, çocuklar zehir solumasın” diye düşünürler.
Ama bir yandan da pratik çözümler üretirler:
— “Evde marine edip piknikte servis edelim.”
— “Soğuk sandviç yaparız, hem daha az bulaşık çıkar.”
Yani erkekler mangalı kaybederken strateji, kadınlar kaybederken kontrolü elden bırakmıyor.
Kimi “yasak ama ben kamp ocağında mısır patlatırım” diyor, kimi “mangal yasaksa salata şovu yaparım” diye meydan okuyor.
Sonuçta baraj kenarında herkes kendi tarzında çözüm buluyor; kimse aç kalmıyor, ama herkes biraz eksik hissediyor.
---
5. Mizahın Gücü Adına: Yasaklar Arasında Yaratıcılık
Türk insanı yasak görünce sinirlenmez, çözüm üretir.
Çubuk Barajı’nda mangal yasak olunca, herkesin beyninde “alternatif ısınma yöntemleri” devreye giriyor.
Bir grup “taş tava” yöntemini keşfediyor, bir diğeri “termusla sucuk” teorisini test ediyor.
Bir arkadaş, arabasının motor sıcaklığıyla sosis ısıtmaya kalkışmış — “0’dan 100’e ısıtma rekoru kırdım” diye övünüyordu.
Kısacası, yasak sadece dumanı değil, yaratıcılığı da artırmış.
---
6. Çubuk Barajı Aşkına: Piknikte Diplomasi Sanatı
Bir de şu var: Mangal yasak olunca ilişkilerde yeni sınavlar başlıyor.
Erkek: “Ne olacak ya, 5 dakikalık ateş yakalım kimse görmez.”
Kadın: “Ama yasak diyor, doğaya zarar veririz.”
Erkek: “Bir köfteyle doğa zarar görmez.”
Kadın: “Sen köfteyi yakarsan ben zarar görürüm.”
Sonuç: mangal değil ama tartışma kızışır.
Ama yine de kimse küs kalmaz; çünkü günün sonunda birileri termosla çay döker, birileri kek çıkarır, ve hep birlikte “mangalsız da güzelmiş be” deriz (ama içten içe “değil” diye düşünürüz).
---
7. Forumdaşlara Çağrı: Duman mı, Doğa mı?
Şimdi sözü size bırakıyorum sevgili forumdaşlar.
Sizce doğayı korumak için mangalı tamamen yasaklamak mı gerekir, yoksa belirli alanlarda kontrollü şekilde izin mi verilmeli?
Bir yandan et kokusunun, dumanın insanı çocukluk anılarına götürdüğü o duygusal taraf var; diğer yandan doğanın bize “artık nefes alamıyorum” diyen sessiz fısıltısı...
Hangisi ağır basar sizce?
Belki de çözüm, herkesin kendi mangalını vicdan terazisinde pişirmesinde gizlidir.
---
8. Sonuç: Çubuk Barajı’nda Mangal Değil, Muhabbet Yapalım
Evet, mangal yasak. Ama yasaklar bazen yeni güzelliklerin kapısını açar.
Mangalın yerini sohbet, kahkaha, kartopu, frizbi ya da sessizce göle bakmak alabilir.
Belki et pişiremeyiz ama dostluğun dumanı tütmeye devam eder.
Belki kömür değil ama kahkaha yakarız.
Ve en güzeli: duman çıkmasa da, hep birlikte bu forumda paylaşacağımız anılar, doğayı kirletmeden gönlümüzü ısıtır.
---
Forum Sorusu:
Peki sizce Çubuk Barajı’nda mangal yasağı adil mi, yoksa mangal da milli mirastır mı diyorsunuz?
Kömürü savunanlar mı kazanır, doğayı koruyanlar mı?
Yorumlarda buluşalım, ama dikkat — fazla hararetli tartışmalarda dumana gerek kalmaz!