Kazanılmış Hak Hangi Kanun ?

Kaan

New member
Kazanılmış Hak Nedir?

Kazanılmış hak, bir kişinin yasal düzenlemeler veya mevcut durum çerçevesinde elde ettiği ve kaybedilmemesi gereken bir haktır. Bu hak, kişinin hukukî statüsünü veya mevcut avantajlarını koruma altına alır. Örneğin, bir işçinin belirli bir süre çalıştıktan sonra sahip olduğu emeklilik hakları, belirli bir zaman diliminde verilen maaş artışı, ya da sosyal güvenlik hakları kazanılmış haklar olarak kabul edilebilir. Kazanılmış haklar, kişilerin daha önce edindiği hakların, sonradan yapılan yasalarla geriye dönük olarak değiştirilememesi gerektiğini savunan hukuk ilkelerinden biridir.

Kazanılmış Haklar Hangi Kanunda Düzenlenir?

Kazanılmış haklar, genellikle birden fazla kanunda yer alır. Ancak, özellikle iş ve sosyal güvenlik hukukunda bu haklar büyük bir öneme sahiptir. Çalışma hayatı ve sosyal güvenlik ile ilgili kazanılmış haklar, başta Türk Medeni Kanunu, İş Kanunu, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu gibi temel kanunlarla korunmaktadır. Bu kanunlar, işçi, işveren, sigortalı ve emeklilerin kazanılmış haklarını belirleyen önemli metinlerdir.

Örneğin, işçilere dair kazanılmış haklar 4857 Sayılı İş Kanunu çerçevesinde düzenlenmiştir. İşçilerin iş güvenceleri, kıdem tazminatı, fazla mesai ücretleri gibi haklar, iş kanunu tarafından güvence altına alınan kazanılmış haklardır. Sosyal güvenlik ile ilgili kazanılmış haklar ise 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile güvence altına alınır.

Kazanılmış Hakların Korunması Nasıl Sağlanır?

Kazanılmış hakların korunması, yalnızca mevcut kanunlar çerçevesinde değil, aynı zamanda anayasalar ve uluslararası sözleşmeler aracılığıyla da güvence altına alınmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası, kazanılmış hakların korunmasına büyük önem verir. Anayasa'nın 35. maddesi mülkiyet hakkını düzenlerken, devletin kişiler arasında eşitlik ilkesine dayalı olarak kazanılmış hakları müdahale etmemesi gerektiğini vurgular. Benzer şekilde, İLO (Uluslararası Çalışma Örgütü) gibi uluslararası kuruluşların getirdiği sözleşmeler, çalışanların kazanılmış haklarının korunması noktasında devletlere yükümlülükler getirmektedir.

Kazanılmış hakların korunmasıyla ilgili bir diğer önemli ilke de, değişikliklerin geriye doğru işlememesi gerekliliğidir. Eğer bir kişi, belirli bir hakka dayanarak bir durum elde etmişse, bu durumun ilerleyen dönemlerde yapılan yasal düzenlemelerle iptal edilmesi mümkün olamaz. Bu ilke, aynı zamanda adaletin sağlanmasında önemli bir rol oynamaktadır.

Kazanılmış Haklar ve Hukuk Sisteminde Yeri

Hukuk sisteminde kazanılmış hakların yeri son derece büyüktür. Zira bir kişinin hakları, onun güvenliğini, istikrarını ve hayat kalitesini doğrudan etkileyen bir unsurdur. Kazanılmış haklar, bireylerin hukuki belirsizlikler ve haksızlıklara karşı korunmasını sağlar. Herhangi bir yasadaki değişiklik ya da düzenlemede, bu hakların kaybedilmemesi gerektiği vurgulanır. Aynı zamanda kazanılmış haklar, hukuki güvenliğin bir parçası olarak görülür. Hukuki güvenlik, bireylerin yasal statülerinin stabil olması ve herhangi bir değişiklikle mağdur edilmemesidir.

Kazanılmış haklar yalnızca bireylerin değil, toplumun da hukuk güvenliğini sağlamak açısından önemlidir. Toplumda hukuka duyulan güvenin artması ve hukuk düzenine saygının tesis edilmesi için kazanılmış hakların korunması hayati bir öneme sahiptir. Hukuk, bireylerin geçici ve kısa vadeli çıkarlarını değil, uzun vadeli haklarını temin etmek için var olmalıdır. Bu sebeple kazanılmış haklar, sürekli ve değiştirilemez nitelikler taşır.

Kazanılmış Haklar ve İleriye Dönük Yasal Değişiklikler

Kazanılmış haklar, mevcut yasal düzenlemelere dayandığı için herhangi bir kanun değişikliği veya yasal düzenlemede, bu hakların geriye dönük olarak değiştirilemeyeceği vurgulanır. Ancak, yasalarla getirilen yeni düzenlemeler gelecekteki kazançlar ve haklar için geçerli olabilir. Örneğin, kıdem tazminatına dair bir değişiklik yapıldığında, bu değişiklik yalnızca yeni işe giren işçiler için geçerli olacaktır. Daha önce çalışmaya başlamış olan işçilerin mevcut hakları korunacaktır. Bu da kazanılmış hakların temel özelliğidir; geçmişte edinilen haklar, yeni bir düzenleme ile geriye doğru işlenemez.

Bazı durumlarda, kazanılmış hakların korunması noktasında zorluklar yaşanabilmektedir. Çoğunlukla iş yerindeki kıdem ve hakların zamanla değişen koşullara göre değerlendirilmesi, işçilerin bu hakları kullanmasını engelleyebilir. Ancak hukuki çözüm yolları, bireylerin bu haklarını koruma altına alır.

Kazanılmış Haklar ve İş Kanunu

İş Kanunu, işçilerin kazanılmış haklarıyla doğrudan ilgilidir. Türkiye'deki 4857 Sayılı İş Kanunu, işçilerin haklarını belirleyen en önemli düzenlemelerden biridir. İşçinin haklarının başında maaş, çalışma saatleri, izin hakları, kıdem tazminatı ve fazla mesai ücretleri yer alır. Bu haklar, çalışan bireylerin iş güvencelerini sağlar. İş Kanunu, işçinin daha önce elde ettiği hakları kaybetmeden, işyerindeki düzenlemelere göre değişiklik yapılmasını sağlar. Bu, çalışanların güvenliğini teminat altına alır.

Özellikle kıdem tazminatı konusu, işçiler için önemli bir kazanılmış haktır. Bir işçi belirli bir süre aynı iş yerinde çalıştıktan sonra, iş akdi feshedildiğinde kıdem tazminatı alma hakkı doğar. Bu hak, işçilerin iş değiştirmeleri veya emekli olmaları durumunda da devreye girer.

Sonuç

Kazanılmış haklar, bireylerin ve toplumun güvenliğini sağlamak adına büyük bir öneme sahiptir. Hem işçi hem de işveren açısından, bu hakların korunması, adaletli bir hukuk düzeni kurulmasının temel taşlarındandır. Türk hukukunda, kazanılmış hakların korunması, başta Türk Medeni Kanunu, İş Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanunu olmak üzere birçok kanunla güvence altına alınmıştır. Bu hakların korunması, hukuki güvenliğin teminatıdır ve devletin, kişi hakları üzerinde gereksiz müdahale yapmaması gerektiğini vurgular. Aynı zamanda, kazanılmış haklar, toplumda hukuk devletinin işlerliğini sağlamak ve bireylerin güvenini pekiştirmek için kritik öneme sahiptir.