No matter what you say ne demek ?

Kaan

New member
No Matter What You Say: Bir Aşkın Kayıp Kelimeleri

Herkese merhaba, bugün sizlere çok özel bir hikaye anlatmak istiyorum. Belki siz de daha önce bu duyguyu yaşamışsınızdır: Bir kelime ya da bir cümle, her şeyi değiştirebilir mi? Hayatın en karmaşık anlarında, bazen bir cümle, bir "no matter what you say" (ne söylersen söyle) ile kalbiniz tamamen başka bir yöne çekilebilir. Bugün paylaşacağım hikaye de tam olarak bunu anlatıyor. Gerçekten de, bazen birinin ne söylediği değil, ne söylemediği, hayatımızı şekillendiriyor.

İlk olarak bu konuyu biraz daha derinlemesine incelememi sağlayacak bir hikaye paylaşmak istiyorum. Biraz duygusal olabilir, ama bence hepimiz bu tür anlardan geçtik, değil mi?

Hikaye: Meryem ve Emre'nin Yolu

Meryem, hayatında önemli bir dönüm noktasına gelmişti. Yıllardır birlikte olduğu Emre ile bir arada olmak, onu gerçekten mutlu edip etmediğinden emin değildi. İkisi de farklı dünyaların insanlarıydı. Meryem, empatik ve derin duygularla hareket eden bir kadındı; her anı, her kelimeyi, her bakışı çok önemserdi. Emre ise tam tersi, stratejik, pratik bir düşünme biçimiyle hayatını şekillendiriyordu. “İleriye doğru adım atmalıyız,” diye düşünürdü hep. İlişkilerde çözüm odaklıydı, sorunları hemen çözmeye çalışırdı, duygular ise bazen arka planda kalırdı.

Bir akşam, Meryem, duygularının içine gömülüp düşündü. İlişkilerinde sürekli bir şeylerin eksik olduğunu hissediyordu. Emre’ye olan sevgisi, derin ve kuvvetliydi, ama bazı şeyler tam yerli yerine oturmuyordu. Birbirlerine ne kadar yakın olsalar da, bazen sanki bir duvar vardı aralarında. Meryem, bu duvarı aşmanın tek yolunun, Emre’nin ona daha fazla kalpten, içten bir şeyler söylemesi olduğunu hissediyordu. Ama Emre için her şey çözülmüş gibiydi. Pratik, stratejik yaklaşımlarıyla, Meryem’in duygusal ihtiyaçlarını tam anlamamış gibiydi.

Bir gün Meryem, Emre’ye büyük bir soru sormaya karar verdi: “Beni seviyor musun, gerçekten?”

Emre, rahat bir şekilde cevap verdi: “Evet, seni seviyorum. Bunu zaten hep söylüyorum.”

Ama Meryem, bu cevabın derinliğini arıyordu. Çünkü o, sadece basit bir “seviyorum”dan çok, daha fazlasını istiyordu. O an Emre’nin gözlerine bakarak, “Ama neden, tam olarak neden?” diye sordu.

Emre, bir an duraksadı. Stratejik düşünme biçimiyle, bu soruya her zaman olduğu gibi bir çözüm aramak istedi. Ama Meryem’in sorusu, biraz daha karmaşıktı. O, bir sonuca, bir çözüme değil, bir samimiyete, bir içsel bağ kurmaya ihtiyaç duyuyordu. “No matter what you say, Emre, benim için önemli olan sadece ne söylediğin değil, ne söylediğinle hissettirdiğin,” dedi Meryem. “Bunu söylemek çok zor olsa da, içimdeki boşluğu anlamanızı istiyorum.”

Emre’nin tepkisi, ilk başta ne yapacağına karar verememek oldu. Kadınların bazen gizli duygularını, inceliklerini anlamak oldukça zordu. Biraz düşünmek, biraz soluk almak gerekti. Onun pratik dünyasında, her şeyin bir çözümü vardı, ama bu sorun çözülemiyordu. Çünkü bu, kalp ile zihin arasındaki bir çatışmaydı.

Erkeklerin Çözüm Odaklı ve Stratejik Yaklaşımı: Her Şeyin Bir Çözümü Olmalı mı?

Erkekler genellikle ilişkilerde de çözüm odaklıdır, değil mi? Emre, hemen sorunun çözümü için fikirler üretmeye başladı. “Belki daha çok zaman geçirmeliyiz,” dedi. “Birlikte tatil yapalım, ikimiz de birbirimizi daha iyi anlayacağız.” Ancak, bu tür bir çözüm önerisi, Meryem’in duygusal ihtiyaçlarına hitap etmiyordu. Bu öneri onun için sadece bir kaçış, kısa vadeli bir çözüm gibiydi. Meryem’in ihtiyacı olan şey, sadece birlikte vakit geçirmek değil, duygusal bir bağ kurmaktı.

Erkekler, bazen daha pratik ve çözüme yönelik düşünürken, kadınlar bu noktada daha duygusal bir yaklaşım sergileyebiliyorlar. Çoğu zaman, erkekler hemen bir çözüm önererek, problemi “çözmeye” çalışsalar da, ilişkilerdeki asıl sorun bu kadar basit bir şey değildir. Kadınlar, duygusal ihtiyaçlarını daha derinden hissederler ve bunu sadece kelimelerle ifade etmek istemezler, aynı zamanda hissetmek isterler.

Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımları: “Ne Söylediğinle Hissettirdiğin”

Meryem’in duygusal yaklaşımı ise tamamen farklıydı. Onun için, sözlerin ötesinde, bir ilişkiyi anlamanın yolu, o ilişkiye dair duygusal derinliği hissedebilmekten geçiyordu. Emre’nin söylediklerinden çok, söylediklerinin ardındaki hislerin daha önemli olduğunu düşünüyor ve bununla ilgili bir boşluk hissediyordu. “No matter what you say,” diyordu Meryem, “söylediklerinle bana hissettirdiğin his, her şeyden daha önemli.”

Bu, gerçekten de düşündürücü bir noktadır. Kadınlar, ilişkilerde genellikle duygusal bağları derinleştirmek için, partnerlerinin içtenlikle açılmalarını beklerler. Bu, bir çözüm arayışı değil, tam tersine bir anlayış ve bağlılık gereksinimidir. Meryem, Emre’ye sevildiğini hissetmek istiyordu, ama bu sadece kelimelerle ifade edilebilecek bir şey değildi. O, onunla birlikte olmak, her anı paylaşmak ve duygusal olarak bağlantı kurmak istiyordu.

Sonuç Olarak: No Matter What You Say, Gerçekten Ne Söylüyorsun?

Sonunda, Emre, Meryem’e daha derin bir cevap verdi. Bu, onun her zaman verdiği pratik, stratejik cevaplardan çok daha farklıydı. “Sana sadece seviyorum demek yetmiyor, değil mi?” dedi. “Bunu hissettirmeliyim. Ne söylersen söyle, seninle olan bağım her şeyden önemli.”

O an, Meryem’in kalbi biraz daha rahatladı. Çünkü Emre, sadece kelimelerle değil, içtenlikle ona hissettirdiği şeyi daha net bir şekilde anlayabilmişti.

Şimdi sizlere soruyorum, sevgili forumdaşlar: “No matter what you say,” ne demek? Sizce, ilişkilerde kelimeler ne kadar önemli? Birinin söyledikleriyle, hissettirdikleri arasındaki farkları nasıl değerlendirirsiniz? Hangi durumlarda, birinin “ne söylediği” değil de, “ne hissettirdiği” daha önemli olur?

Yorumlarınızı bekliyorum!